GÜZEL Parti Lideri Meral Akşener, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi küme toplantısında konuştu. Yargı krizinin ardından anayasa değişikliği tartışmalarının yeniden gündeme geldiğine işaret eden Akşener, “Buradan hükümete seslenmek istiyorum: Sayın beyler, anayasa değişikliğini görüşmeden önce mevcut Anayasa’ya uymanız gerekiyor. Halen mevcut Anayasa’nın hükümlerini yok sayıyorsanız neyi, nasıl değiştireceksiniz?” ” diye sordu.
Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Geçen hafta; Dedemizin vefatının 85. yıl dönümüydü. 85 milyon Türk milleti olarak; Onun gösterdiği ufka ulaşma görevimizi bir kez daha hatırladık. Ama maalesef; Millet olarak aynı duyguları paylaşırken, bu duyguları paylaşmayanlar da oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı 3 Mart 1924’te Atatürk tarafından kurulmuştur. Ancak 10 Kasım Cuma hutbesinde Atamıza Fatiha bile vermiştir. Yazıklar olsun sana.
‘CAN ATALAY’A İLİŞKİN HUKUK SKANDALLARI YARGI KRİZİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR’
“AK Parti hükümetinin, anayasa ve hukuk sistemi dahil olmak üzere, sebep olduğu krizler silsilesinden nihayet nasibini aldığını görüyoruz. Aslında uzun süredir, Türkiye’ye dayalı bir anlayışla çok tehlikeli bir yere doğru gidiyorduk. Hakkın ve hukukun üstünlüğü yerine güçlünün üstünlüğü üzerine, biliyorsunuz daha önce ‘Bu sistem, ‘elimi bağlıyor’ dediler ve sistem değiştirildi. Kuvvetler ayrılığı ortadan kalktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin nitelikleri birer birer yok edildi. Devlet geleneklerimiz yok edildi. Bugün geldiğimiz noktada hükümetin gözü yine hukukta. Bildiğiniz gibi Sayın Erdoğan, uzun süredir hukuktan şikayetçiydi. Seyahat Parkı davasında parkın inşaatını reddeden ve Başbakan sıfatıyla Koruma Kurulu’na “Reddi reddediyoruz” diyerek karşı çıkan oydu. “Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyorum, saygı duymuyorum” diyen de Cumhurbaşkanı sıfatıyla kendisiydi. Twitter’ Erişim yasağının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini belirten Anayasa Mahkemesi kararı, “milli olmayan karar” olarak nitelendirildi. Yine Sayın Erdoğan ve arkadaşları şöyle itiraz ettiler: Hukuktan rahatsızlığını her fırsatta gösteren bu zihniyetin biriktirdiği bir dizi tuhaflığın sonucunu aslında geçen hafta yaşadık.
Can Atalay kararıyla ilgili hukuk skandalları devlet krizine dönüştü. Yargıtay, Erdoğan hakkında Anayasa Mahkemesi kararına uymadığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Yeni anayasa değişikliğinden bahsedebilmemiz için öncelikle mevcut anayasaya uymanız gerekiyor. Anayasa Mahkemesi kapatılsın demiyoruz. Yargıtay’ın bir dairesinin Anayasa Mahkemesi’ni hedef almasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Belirsiz odakların millet iradesini yok saymasına izin vermiyoruz. Bu krize sebep olanlar hakkında suç duyurusunda bulunduk. Erdoğan’a hakemlik görevini hatırlattık. Hukuku hesaplaşma aracı haline getirenlere izin vermeyeceğiz.
Yabancı göçüne karşı milletimiz, sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgili kurumlarla koordineli bir şekilde çalışacağız. Kentsel hareket ve kalabalıklaşmanın maliyetlerine ilişkin sistematik raporlar hazırlayacağız. Dostluk projesini şehrinizde hayata geçireceğiz. Müşterisi belli olan kâr amaçlı dönüşüm planlarına son vereceğiz. Deprem ve doğal afetlerin meydana geldiği yüksek riskli bölgelerde yapı stoğunun azaltılmasını ve yeşil alanın genişletilmesini sağlayacağız.
Milletimize yeni bir yol sunacağız. Millet odaklı siyasetin temellerini atmak, siyasete erdemi kazandırmak istiyoruz. Partiye yön vermeye çalışanlara boyun eğmeyeceğimizi çok iyi biliyorum. Biz Uygun Parti olarak siyasetteki çürüme ve yozlaşmaya karşı sadece ittifak değil, bir sistem seçtik. Kararlılıkla, kararlılıkla, özgür ve bağımsız durarak, kendi kimliğimizle yürüyerek, terazileri tırmanarak kendi ayaklarımızın üzerinde duracağız. İşte her türlü dayatmaya karşı duran, yalanlara katlanan insanlar.
İSTİFA VE İTTİFAK TARTIŞMALARINA CEVAP
Ülkemizin geleceğinin kapalı kapılar ardında müzakerelerle değil, milletimizin katılımıyla, sandıkta açık ve şeffaf bir şekilde şekillenmesini istiyoruz. Devlet yönetimi ile siyasi çıkarları karşılaştıranlara karşı devleti ve milleti yeniden bir araya getirmek istiyoruz. Biz siyasetimizi yankı odalarından çıkamayanlarla değil, millete tepeden bakanlarla değil, sırtımızda meşruiyet kazanmaya çalışanlarla değil, milletimizle omuz omuza yürüyen vatanseverlerle yapıyoruz. Hakkı ve hakikati dava olarak bilenler. İşte buradasınız o vatanseverler.
